Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
7 Mar

Lacma’da Stanley Kubrick Sergisi

Lacma Stanley Kubrick

Hali hazırda Los Angeles County Museum of Art’ta (LACMA) devam etmekte olan Stanley Kubrick sergisine gidebilmek, Kubrick’in kişisel tarihimde yer tutan en önemli figürlerden biri olması nedeniyle elzemdi. Los Angeles’tayken bu fırsatı kaçırmadım ve Kubrick’in dehasını sergileyen fotoğraflar, prop’lar, yönetmenin not defterinden sayfalar, çizimler ve her biri kült olmuş filmlerden sahneler içeren sergiye bir bilet aldım. Şanslı günümdeydim ki Lacma; “Stanley Kubrick Alana Caravaggio Bedava” günleri düzenliyordu. Fakat ben bu yazıda sadece Stanley Kubrick sergisinden kısaca bahsedeceğim. Caravaggio’nun şaheserlerini ve onun yarattığı akımdan etkilenmiş sanatçıları bir başka zaman yazabilirim. Çünkü her ikisine de sanatın başka alanlarında eser vermiş olsalar bile, medeniyetimizin gelmiş olduğu nokta açısından çok şey borçlu olduğumuzu düşünüyorum.

Lacma Stanley Kubrick

Hiç şüphesiz ki Kubrik, tüm zamanların en büyük yönetmenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu yazıyı yazdığım tarihten iki gün sonra, 14 yıl önce 7 Mart’ta aramızdan ayrıldığında sinema sanatı yeri asla doldurulamayacak bir dehaya veda etti. Deha diyorum çünkü Kubrick hiçbir zaman yalnızca bir “yönetmen” olmakla yetinmedi. Filmlerini yönetmenin yanı sıra tüm eserlerine prodüktör, yazar, görüntü yönetmeni, kamera operatörü, ses tasarımcısı, özel efekt tasarımcısı ve kurgu sanatçısı gibi inanılmaz sayıda alanda katkıda bulunarak, onları izleyicisiyle buluşturdu. Gençlik yıllarında ilgiyle takip ettiği Rus sinemasının iki büyük ismi  Eisenstein ve Pudovkin’i bile geride bırakacak kadar “büyük” hale gelmesinde, üreticiliğini besleyen bu çeşitlilik ve eşi benzeri görülmemiş bir sistematiğin yadsınamaz payı var. Bu sergide de Kubrick’in ilahi boyutlara varan dehasından süzülen parçacıklar biz sıradan fanilerin anlayabileceği şekilde seyreltilerek gözler önüne serilmişti; notlar, screenplay taslakları, çizimler, el yazmaları, fotoğraflar… Kubrick’in üretim süreci boyunca uyarlamalar için kitap üzerine aldığı notlar, ajandaları ve günlerce odasına kapanarak yaptığı çizimler gerçekten görülmeye değerdi.

Stanley Kubrick Lacma

Serginin tüm detaylarına girmeden önce LACMA’dan biraz bahsetmemek olmaz. Batı Amerika’nın 100.000’den fazla eserle en büyük sanat müzesi olan LACMA senede milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Modern mimarisi, çeşitli sergi salonları, hediyelik eşya mağazası ve restaurant’ları ile sunulan imkanlar California’lılara yetmemiş olacak ki son 10 yılda “Transformation” adı verilen bir gelişme & genişletme çalışmasına konu olarak yüzölçümünü iyice genişletti. Dünya sanatına yön vermiş köşe taşlarının oldukça çeşitli koleksiyonlarını bünyesinde barındıran müze; Japon sanatından, Latin Amerika sanatına kadar geniş bir coğrafyadan örnekler, pre-Columbian şaheserlerden tutun da “Contemporary” kategorisine kadar farklı zaman diliminde yetişmiş ustalardan eserler ve Diego Rivera, Frida Kahlo, José Clemente Orozco gibi modern sanatçılarla ünlenmiş incilere ev sahipliği yapıyor. Ayrıca kültürümüzle alakalı olarak; İslam Sanatı başlığı altında da dünyanın en büyük ve önemli koleksiyonlarından birine sahip olduklarını söyleyebiliriz.

Lacma Stanley Kubrick

Sergi salonundan içeri girdiğinizde sizi Kubrick filmlerinin posterlerinden oluşan bir kolaj ve 1968’de yapıldığına bugün bile inanamadığımız 2001: A Space Odyssey’den sahneler gösterilen dev bir ekran karşılıyor. Filmden pasajlar sergileyen bu sesli gösterimi oldukça kalabalık bir ziyaretçi grubu izliyordu. Çünkü kaç defa izlemiş olursanız olun sizi başında tutabilme özelliği var bu filmin… Sanatsal bir kaygıyla izlendiği sürece büyüleyemeyeceği kimsenin olmadığını düşünüyorum. Oradaki ziyaretçiler de benimle aynı fikirde olacak ki, onlarca kişiden oluşan gruptan çıt çıkmıyor, gözlerini ekrandan ayırmadan 2001: A Space Odyssey’i izliyorlardı. Gerçi bu durumu biraz da, filmin bir baş yapıt olmasının yanı sıra, belli bir birikime sahip her Amerikalı’nın ukdesi olan “İngiliz” ortaklığıyla üretilmiş olmasına bağlıyorum. Stanley’nin eğlence sektörüne yönelik Hollywood yapımlarından devasa adımlarla uzaklaşan bu “İngiliz” dokunuşu; aslen Amerikalı olmasına rağmen “İngilizleşebilmenin”mümkün olduğunu göstermesi açısından, onlar adına çok şey ifade ediyor.

This slideshow requires JavaScript.

 

Serginin büyük bir kısmındaki parçalar yalnızca Stanley Kubrick’i anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda sinema tarihi ve teknolojisi açısından da ders niteliği taşıyor. Kubrick’in kullandığı ekipmanlar, lensler, kameralar, tüm bunların üzerinde yaptığı özel değişiklikler, kendi üretimi olan teknik alet ve edevatlar… Hepsi teknik detayları ile beraber ziyaretçilerle buluşmayı bekliyor. Shining’te kullandığı -o zaman için devrim niteliği taşıyan- Steadicam’i  ya da Barry Lyndon’da yakın plan çekimin ortasında zoom-out ile geri çıkıp, panaromik görüntü almasına imkan tanıyan “kişiselleştirilmiş” lensleri incelemek gerçekten paha biçilemez bir deneyim.

Eserlerin önemli bir kısmı sinemanın sarsıcı külterinden biri olan Clockwork Orange filmindeki set tasarımları ve eşyalardan oluşuyor. Filmdeki ünlü “plastik kızları” yakından inceleyebilirsiniz. Bunlar, hiçbir değişikliğe uğramadan aynen filmde kullanıldıkları şekilleriyle muhafaza edilmişler. Sözü daha fazla uzatmadan, sergide yakaladığım karelere bırakıyorum. Eminim kendileri adına, benim kuracağım cümlelerin söyleyeceklerinden daha fazlasını anlatacaklardır.

Lacma Stanley Kubrick Sergisi

Serginin girişinde karşınıza çıkan Kubrick filmlerinin ve katkıda bulunduğu eserlerin posterleri… Önünde bir fotoğraf çektirebilmek için bu bölümü boş yakalamak neredeyse imkansız. Çünkü hemen herkes, estetik biçimde yerleştirilmiş bu klasik posterleri arkasına alarak Facebook profil fotoğrafı çıkarma telaşına düşmüş durumdaydı diyebilirim.

Lacma Stanley Kubrick Sergisi

 2001: A Space Odyssey filminde kullanılan 1/200 ölçekli maket minyatür. Oldukça karanlık olan bu bölümde temiz bir fotoğraf yakalayabilmek için de gerçekten çok uğraştım. Bence kesinlikle uğraştığıma değdi. Bu dekoru kendi gözlerinizle görmeniz gerek. İçerdiği detay seviyesi muazzam.

 2001: A Space Odyssey & Barry London

Lacma Stanley Kubrick

Barry Lyondon ve Clockwork Orange filmlerinde kullanılmış ve prodüksiyon tasarımcılarına ödül kazandırmış kostümler. Aşağıda ise seri halinde görebilecekleriniz ise Clockwork Orange’ın kült sahnelerinden tanıdığınız ünlü figür ve kostümler.

Lacma_StanleyKubrick_12 Lacma_StanleyKubrick_20 Lacma_StanleyKubrick_21 Lacma_StanleyKubrick_22 Lacma_StanleyKubrick_23 Lacma_StanleyKubrick_24 Lacma_StanleyKubrick_25 Lacma_StanleyKubrick_26

Buradaysa 2001: A Space Odyssey’den figür ve maketleri görebilirsiniz.

Lacma_StanleyKubrick_16 Lacma_StanleyKubrick_17 Lacma_StanleyKubrick_18 Lacma_StanleyKubrick_27

30 Haziran 2013’e kadar sürecek sergiyi görmek için geç kalmış sayılmazsınız. Detaylı bilgi almak için LACMA’nın sergi sayfasını ziyaret edin.

EMEL BİLGE ÇINAR

Oldmagnet'te editör olmadan önce, üç yılını post prodüktörlük yaparak Lighthouse Visual Effects, İstanbul'da geçirdi. Projeleri neticesinde Autodesk Türkiye'nin topluluk yöneticilerinden biri olmayı başardı. İstanbul Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Los Angeles, California'da Medya ve Eğlence Yönetimi üzerine eğitim aldı. Aynı zamanda Öteki Sinema'da sinema ve dizi yazıları yazarken bir yandan bilimkurgu okumayı, oyun tasarlamayı ve durmaksızın oyun oynamayı seviyor.

No Comments

Leave a reply