Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
4 Aug

Sendromsuzlar: Derin Sarıyer

Derin Sarıyer, sanatın birçok formuyla iç içe, yeniliklerle ve sürprizlerle dolu bir isim. Liseyi Saint Joseph’te bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi’nde İç Mimari ve Çevre Tasarımı üzerine eğitim alıyor. Mezun olduktan sonra da bir yıl boyunca Milano’daki ünlü İtalyan tasarım firması Cappellini’de araştırma ve geliştirme departmanında çalışıyor. 2000 yılında yuvaya -İstanbul’a- dönen Derin Sarıyer, aile şirketleri Derin Design için babası Aziz Sarıyer ile birlikte modern mobilya tasarımları üzerine odaklanıyor. Tasarım ve mimari alandaki başarısının üzerine müzik kariyerini de ekleyen Derin Bey ile bol ilhamlı bir röportaj yaptık.

Sanatla iç içe bir dünyanız var. Müzik ve tasarımın hayatınızdaki yeri nedir?

Müziğin bir ifade biçimi olarak çok önemli bir sanat formu olduğunu söylemek isterim fakat müzikle olan ilişkim bir seçim değildi. Kendimi bildim bileli odamda tek başıma şarkı yazıyorum. Bunu yapmazsam kendimi çok eksik hissediyorum. Bu çok eskiden beri böyle. Yeni olan şey ise yazdıklarımı paylaşıyor olmam. Mobilya tasarımı ile şarkı yazarlığı arasında zoraki bir bağlantı kurmak istemem. Benim için apayrı alanlar. Fakat durup düşününce ikisinin içinde de denge, ritim ve oran gibi unsurların çok önemli olduğunu görüyorum.

Bir iç mimar olarak en değerli bulduğunuz, severek çalıştığınız işler hangileri?

Aklınızla ve duygularınızla içinizde oluşan bir fikrin hayata geçirme aşamaları, sonuca ulaştıran adımlar ve devamında ortaya çıkmış bir ürün olarak görmenin heyecan verici bir özelliği var. Bu nedenle hem kendi tasarımlarım hem de Derin Design koleksiyonunu oluşturan diğer işlerin ayağa kalmasıyla ilgili yaptığım art direktörlük çalışmalarım benim için önemlidir. 1999 senesinde tasarladığım ve üretilen ilk tasarımım olan Flat Sofa’nın ise bende apayrı bir yeri var.

Derin Design çok sevdiğimiz bir tasarım markası. Sizin hayatınızda Derin Design nerede duruyor?

Mobilya tasarımı ve Derin Design art direktörlüğü benim heyecanla uğraştığım mesleğim. Hayatımın sonuna kadar bu mesleği devam ettirme niyetindeyim.

Playlistinizde bu aralar en çok hangi şarkılar dönüyor?

Bugünlerde playlistimde Real Estate’in yeni albümü Atlas var en ön sırada. Morrissey’in yeni şarkılarını dinliyorum. Silversun Pickups – Panic Switch ve Lykke Li – Gunshot şahane parçalar. Sia, Bloc Party, Dirty Vegas, Klaxons, Beach House. Karışık bir listem var.



Şu an üzerinde çalıştığınız en taze proje nedir?

Önümüzdeki dönemde yayımlayacağım şarkıların demolarını ve yayımlanma sıralarını belirledim. Sadece doğru prodüksiyonlarla ele alınmayı bekliyorlar. Bugünlerde de belirlediğim sıralamanın aralarına sızabilecek yeni şarkılar yazıyorum.

İlk kez ‘Herkes Bir Şey Biliyor’ ile müzik dünyasına giriş yaptınız.
Nasıl gelişti müzikle olan derin bağınız?

Şarkı yazmak her zaman hayatımın bir parçasıydı. Küçüklüğümden beri bu konuya olan ilgim kapalı bir odada gerçekleşti. Son beş senedir hazırladığım demoları Soundcloud’dan paylaşmaya başlamıştım. Geçtiğimiz sene artık daha fazla içimde tutamadım. Armaggan’daki sergide ilk şarkı tanıtıldıktan sonra iTunes, Deezer, Spotify gibi platformlarda resmi olarak yer aldı. Derin Design’dan dolayı çok yoğun olan programımın içinde müziğe de yer ayırmak zor olmadı. İnsana çok istediği kolay gelir. Bir şekilde organize olabiliyorum. Hayat neşemi artırıyor yazdıklarımın dinleniyor olması.

Şarkılarınızın her birinde gizli mesajlar var gibi. Buradan sizi dinleyenlere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Yazdıklarımın özündeki temel fikir ‘’hiçliğin neşesi’’ olarak niteleyeceğim duygu durumundan çıkıyor. Evrenin insana olan kayıtsızlığını sindirmiş ve bunu hakikatten yine de buruk bir neşe çıkarma çabası olarak da görebiliriz şarkılarımı.

En son ne zaman hangi müzik CD’sini satın aldınız?

En son 2003 ya da 2004 senesinde CD aldım. Müziği tamamen dijital yöntemlerle dinliyorum. Sia’nın son albümü 1000 Forms of Fear’ı aldım iTunes’tan.

Müzik dünyası ile  ilgili gelişmeleri nerelerden takip ediyorsunuz?

Les Inrockuptibles dergi olarak takip ettiğim yayın. Onun dışında internette doğaçlamalı bir biçimde yenilikleri izliyorum.

Bize tanısanız, keşfetseniz iyi olur dediğiniz birileri var mı?

Yeni Zelandalı Broods isimli ikilinin müziğine şans verin.

Facebook | Instagram | Soundcloud | Twitter | Vimeo | Website

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

1 Comment

Leave a reply