Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
5 Aug

Çerkes Köyleri / Denef Huvaj

Çerkes Köyleri,  Denef’le tanıştığımız ilk günden beri heyecanla bahsettiği bir projeydi. Geçen yaz çalışmalarına başladığı projenin anlamının Denef için ne kadar önemli olduğunu, Çerkes Köyleri’nden bahsederken gözlerinin içindeki hüzünle karışık özlem duygusundan anlamıştık. Bir Çerkes kızı olan Denef’in çocukluğu, saklambaç ve körebenin oynadığı, meyvelerin dalından koparılıp yendiği şimdi birçoğumuz için ‘Orda bir köy var uzakta’dan öteye gidemeyecek köylerde geçmiş. Onun şu anda bu kadar başarılı ve bir o kadar da naif bir sanatçı olmasında elbette bu köylerin de payı var. Geçmişini bugünüyle birleştiren Denef’in ağzından Çerkes Köyleri…

“Biliyorum ki bir çoğunu çok ıssız ve yıkık bulacaksınız fotoğrafların. Bazıları içinizde bir yeri kıpırdatacak. Kiminiz özlem duyacaksınız birçok şeye. Tam da hissettirmek istediğim bu çünkü. Yazları toplanıp oyunlar oynadığımız, komşu köylere düğünlere, söyleşilere gittiğimiz köylerimiz çok yalnız kışları. Karpuz tarlalarına geceleri macera olsun diye girdiğimiz amcalarımız çok daha yaşlı. Sokağın bir başında yollarını kesmeyelim diye beklediğimiz dedelerimiz öleli çok oldu. Kendi derelerini kurutan fabriklarda çalışan çocukluk arkadaşlarımız ekmek mücadelesinden başka bir şey düşünemiyor şimdi. Aslında kim olduğumuzu keşfettiğimiz, her bir yerinde çocukluğumuzu bıraktığımız, anneannelerimizi, babaannelerimizi emanet ettiğimiz toprakları çok yalnız bıraktık. Kendimizi büyük şehirlerde var etmeye çalışırken aslında en temiz, en biz halimizle var olduğumuz yerleri bir köşede öylece unuttuk.

Kafkasya’daki köylerine geri dönenler oldu. Dönemeyen yaşlılarımızın ağzından dinledik hikayelerini geride kalan topraklarının. Ellerine geçen her fotoğrafı, her tabloyu asıp salonlarının en gösterişli yerine, akıllarında kalan ezgilerini mırıldandılar uykuya yollarken bizi.

Köyüne gidemeyen her çocuk için, evine dönemeyen her yaşlı için bu proje. Herkesin dizinin dibine kendi evini getirmek için. Hatırlatmak için. Ulaştırmak için. En temiz, en saf halini korumak için. Çaldığımız karpuzların borcu için. Her öptüğümüz kırışık yanak için. Sabahlara kadar açık her kapı için. Elimize sıkıştırılan her harçlık için. Bir çiçekten, bir ağaça. Bir dosttan, bir düşmana nasıl seveceğimizi, nasıl direneceğimizi öğrendiğimiz, hayatlarının her saniyesi bizi sevmekten hiç vazgeçmeyen yaşlı çınarlarımızın hatırı için.”

Çerkes Köyleri Facebook

Çerkes Köyleri Website

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

1 Comment

Leave a reply