Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
23 Nov

“I Am a Body” // İsmet Doğan

ismet dogan 7

İsmet Doğan ile konuşmak, muhabbet etmek her zaman ayrı bir keyif. Bu sefer sergisi hakkında konuştuk… İsmet Doğan’ın 31 Ekim’de kitap lansmanı ve açılışını yaptığı “I Am a Body” 3 Aralık’a kadar Hasköy Yün ve İplik Fabrikası’nda görülebilir.

İsmet Bey 140 eserden oluşan “I Am a Body” nin yaratım sürecinde yakınınızda olan biri olarak bu serginin sizi çok heyecanlandırdığını biliyorum. Bu heyecanınızı biraz da sizden dinleyebilir miyiz?

Bu ekonomik ortamda sergiyi gerçekleştirmek oldukça zordu, hatta sergi gerçekleşmeden 15 gün önce stresten hastaneye yattım. Sonunda bu uğraşların karşılığını almak çok güzel oldu.

Bazı koleksiyonerlerden sergilenmek üzere çalışma istedik ama izin vermediler. 4-5 tane eseri Luset-Mustafa Taviloğlu’nun koleksiyonundan aldık, onlara teşekkür ederim.

ismet dogan 5

Arkasında çok ciddi bir emeğin olduğu “Melez Anlatılar” kitabı ile “I Am a Body” nin sanatseverlerle aynı anda buluşması çok güzel oldu. Kitabın yaratım sürecinden de bahseder misiniz?

Yaklaşık 4 seneden beri çalışıyoruz.  Ne yaptığımın anlaşılmadığını düşündüğüm için, meselemi ortaya koyduğum, sorguladığım monografik bir kitap. Kitap lansmanı ve sergi örtüştü.

Melez Anlatılar Ferda Keskin editörlüğünde, 30 yılı aşkın sanat geçmişimde resim, heykel, enstalasyon, video gibi medyumlarda ürettiğim çalışmalarımın yer aldığı, metinler ve yapıtlar arası korelasyonun kronoloji dışı kurgulandığı kapsamlı bir monografi kitabıdır. 1980’lerdengünümüze kadar ortaya koyduğum sanatsal üretiminin Ferda Keskin’in editörlüğünde; Nami Başer, Alphan Akgül, Fatih Balcı, Fırat Akova, Özgür Uçkan, Suzana Milevska, Deniz Şengel gibi çeşitli disiplinlerden yazarların metinleriyle tepkimeye girdiği tartışma düzleminde köklenen bu melez kurgu, alışılagelmiş sanat kitaplarının ötesinde, karşı-bilinçte cereyan eden bir hesaplaşma özelliği taşıyor.

ismet dogan 3

Serginin açılışında kelimenin tam anlamıyla büyülendim. Her köşede başka bir İsmet Doğan karşılıyor bizi adeta. Mekanın ruhu serginizle o kadar bütünleşmiş ki. Mekan seçimi ve yerleştirme konusunda nelere dikkat ettiniz?

Ben steril olmayan bir mekanda yapmak istiyordum zaten, karşımıza böyle bir fırsat çıktı ve mekanı bizim için çok uygun bulduk. Bunu küratör Franciska Niemand çok güzel açıklıyor: “Makinalar ve üretilen yünün kendisi hâlâ orada bulunarak İsmet Doğan’ın dikme düşüncesinin esas olduğu sanatına uygun ve eşsiz bir atmosfer sağlamaktadır. Örneğin, iç olandan çıkmakta olan kelimeleri zapt etmek için boşuna uğraş veren dikişlerin atılmış olduğu yaralı sırtları gösteren tablo ve fotoğraflarla, derinin içinden çıkarak ‘Dış’a giden kelimelerin vücudun dışına bastırıldığı eserlere bağlantılı görünmektedir. Yani, dikmek ‘İç’ten ‘Dış’a giden geçidi kapatmak için bir yöntem olarak anlaşılmalıdır ve bundan dolayı sergi alanının anlattığı hikâye İsmet Doğan’ın sanatını zenginleştirmektedir.”

ismet dogan 1

İç dünyanızı kısmen bilen biri olarak bu sergiyle verdiğiniz “iç” ile “dış” çatışması aslında neyi anlatıyor?

Arzu ve söylem gibi birçok kavram içselleşiyor, sonra da kusarak dışsallaştırıyorum. Ama arzu kavramı bir türlü dışsallaşmıyor. Hâlâ bunu anlamaya çalışıyorum.

ismet dogan 9

Aynalar, yansımalar, sarkastik ögeler ve tabii ki sanatınızda size ilham veren dadaizmin etkilerini eserlerinizde çokça görüyoruz. İnsanoğlunun ego ile olan savaşı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ego bence başat bir şey, yenilmesi gereken bir şey. Ben bu mücadeleyi veriyorum, egoyu yedim ve geri kustum. Yamyamlık da bunun politik bir alegorisiydi; egolojiyi yiyerek ve kusarak egolojinin yamyamlığını da ortaya çıkarmış oldum. Bunu yaparken de “öteki” olanı kendimden bir parça hâline getirdim.

Çağrışımlar, göndermeler, aforizmalar… Serginizi gezmek bir yapbozun parçalarını birleştirmek ve sonunda büyük resmi görmek demek.. Tüm bunlarla ne anlatmak istediğinizi anlamayanlar için en basit nasıl anlatırsınız?

Bu mesele bu kadar basit anlatılabilecek bir şey değil. Zaten bu kadar basit anlatabilecek olsaydım yazarak anlatırdım. Ne yaptığımın anlaşılmadığını düşündüğüm için, meselemi ortaya koyduğum, sorguladığım monografik bir çalışma. Sanatçı kekemedir, eskiden konuşamazdım, galiba yaşlanıyorum. Düşüncelerimi yazıyorum, eninde sonunda her şey kitaba varır.

ismetdogan 6

“Harf Yarası” isimli çalışmanız ayrı bir ilgimi çekti. Kelimelerle ve harflerle aranızın ne kadar iyi olduğunun belki de en büyük kanıtı evinizdeki devasa kütüphaneniz.. Bu eserin yarası nedir?

Benim aslında hep dille alıp veremediğim bir şeyler olmuştur. Gençliğimde konuşmakta zorluk çekerdim, konuşurken harfleri kusardım. Ses gerçekliği kusurlu kılar, ben hakiki bir diyaloğun peşindeydim. Gramer, kurallar, özneler, yüklemler; bilinçaltım hepsini reddetmişti. 2000’lerde dengelendim ancak hala arada bunu düşünüyorum.

ismet dogan 10

Serginiz 3 Aralık’ta bitiyor. Özleyenlerinizin ne kadar çok olduğunu serginize gösterilen yoğun ilgi ile bir kez daha görmüş olduk. Bundan sonra arayı daha fazla açmayacağınızın sözünü alarak size bir sonraki adımınızı sormak isterim?

Daha çok yurtdışında sergi yapmak istiyorum. Gönül isterdi ki Franciska Niemand’la çok ciddi ve sıkı çalıştığımız bu sergiyi yurtdışında tekrarlayalım, Londra, Berlin, Paris…

Teşekkürler.

İsmet Doğan Website

İsmet Doğan Instagram

İsmet Doğan Facebook

İsmet Doğan Twitter

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

No Comments

Leave a reply