Kuru palmiye yapraklarından ve uzun dallardan yapılma yuvarlak ve karanlık bomboş bir odada bağdaş kurmuş oturuyorum. Karşımda tok ses tonu, insanı rahatlatan sakinliği ve gülümsemesiyle bilgeliğine sığınacağım ve bana rehber olacak şaman duruyor. Ormanın orta yerindeyiz. Dört bir tarafımızdan kuş, böcek ve onlarca vahşi hayvanın sesi geliyor. Şaman, odayı terk edip beklemem gerektiğini söyleyip çıkıyor. Karanlık olduğu için boş ve yuvarlak odayı emekleyerek dolaşıyorum. Elim tabandaki bir kabartmaya kayıyor. Uzun, kıvrak ve sonunda oval bir genişlik. Yılan figürü. Bir süre sonra elinde ahşap sürahi, ahşap bardaklar, yapraklar ve yerli usulü mızıkasıyla şaman giriyor içeri. En son katıldığım ve 40 kişinin olduğu seremoninin üzerinden uzun süre geçti ve yeni bir şamanla, yeni bir enerjiyle, yeni bir yolculuğa çıkmak üzere hazırım....
Continue reading