
Barajlardaki suyun azaldığını hemen her yaz mevsiminde ana haber bültenlerinde veya gazetelerde görüyoruz. Ancak nedense, sanki musluğumuzdan akan su sonsuz bir kaynaktan geliyormuşçasına bitebileceğine bir türlü ihtimal veremiyoruz. Bazılarımız bu konuda duyarlı davransa da barajların doluluk oranından anlaşılacağı üzere, çoğumuz suyun tükenebilir bir kaynak olduğunun pek farkında değiliz. Geçen senenin Temmuz ayında %74 olan İstanbul barajlarının doluluk oranı bu sene %20’lere kadar indi. Demek ki bireysel bir özenden ziyade artık toplumsal sorumluluk göstermeye yönelmemizi gerektirecek kadar ciddi bir durumdayız.
Örneğin İstanbul’un su ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan Ömerli Barajı çevresindeki kilometrelerce alan kuraklaşırken, barajın doluluk oranı da %10’lara kadar geriledi. Aynı durum Alibeyköy Barajı için de geçerli. Hatta dip seviyesine gelen barajlardaki yosun kokusunu gidermek için, şehir şebekesine verilen kimyasal miktarı artırıldı. Bu nedenle hepimiz, musluklarımızdan akan suda kesif bir koku ile karşılaşıyoruz. Peki günlük kullanımda israfı önlemek dışında, daha fazla ne yapabiliriz?
Bu aralar yüzünü fazla göstermese de yağmur yağdığında, barajların dolmasına güvenmek yerine, kendi ihtiyacınız kadar suyu kendi imkanlarınızla biriktirebilirsiniz. Üstelik bayındırlık boyunduruğundaki su dağıtım sisteminde, kireçli ve paslı borulardan geçerek gelen suları tüketmek yerine kendinize daha saf bir alternatif yaratmış olursunuz. Nasıl mı?
Yağmur Suyu Biriktirme Sistemi Oluşturun
Modern şehir yaşamına geçince unuttuk, fakat eskiden neredeyse her evin bodrumunda yağmur suyunu biriktiren ufak bir sarnıç sistemi bulunurdu. Hatta daha eski dönemlerde bir mahallenin ya da kasabanın halkı tarafından kullanılmak üzere, çok daha büyük boyutlarda sarnıçlar yapılır, su toplanırdı. Antik bir yaklaşıma ya da fazla zahmet etmenize gerek yok. Her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz bir varili veya su bidonunu sarnıç olarak kullanarak, kendi yağmur suyu biriktirme sisteminizi oluşturabilirsiniz.
Yağmur Oluğu Oluşturun
Evinizin çatısından indireceğiniz borunun ucunu geniş bir bidona bağlayıp çatıdan gelen suyu saklayabilirsiniz. Nalburdan alacağınız uygun boyuttaki bir yağmur oluğu işinizi kolaylaştıracaktır. Bidonun üzerine sineklik teli ya da elek koyarak, dışarıdan gelen toz ve yaprakları da engelleyebilirsiniz. Piyasada birçok markanın PVC yağmur olukları var. Polivinil klorür amorf maddesini içeren, toz polimerden üretilen bu plastikler asitlere, bazlara, ateşe, alkole ve benzine yüksek direnç gösterir ve fiziksel yapısı bozulmaz. Bu oluklar 60-95 derece arası sıcaklığa dayanabildiği için, plastikten süzülerek birikecek suyun polivnil kaynaklı kansorejen etkisi hususunda endişelenmenize gerek kalmaz. Yine de bunun tam anlamıyla “saf su” olduğunu düşünmeyin. Çünkü yağmur suyu distile bir su olmasına rağmen gerek bulutlarda, gerekse yoğunlaşırken bünyesine bir takım iyonlar alarak bu özelliğini özelliğini kaybeder. Yani yaygın inanışın aksine, yağmur suyu saf değildir fakat su kıtlığı olan yerlerde gündelik ihtiyaç için rahatça kullanılabilir.
Yağmur Bidonu Nasıl Yapılır?
Malzemeler
İstediğiniz boyutta bir bidon
Bidonun genişliğine uygun sineklik teli ya da elek
Eski bir bisiklet şambreli ya da lastik özellikli çember
Silikon tabancası
Yapılışı
Sinekliği ya da eleği bidonun açık kısmına yerleştirin. Sonra bisiklet şambreli ya da lastik özellikli çemberi, silikon tabancası kullanarak bidon ağzına sabitleyin. Bunun için sanayi tipi tutkal da kullanabilirsiniz. Önemli olan suya dayanıklı olması.
Bidonunuzu, yağmur oluğunun altına gelecek şekilde konumlandırın. Suyun bidonun içine akacağından emin olun. Eğer akmıyorsa, nalburdan alacağınız 45 derecelik dirsek sorununuzu çözecektir. Eğer apartmanda oturuyorsanız, balkon suyu ile karışmadığına emin olduğunuz çatı oluğunu da kullanabilirsiniz. Artık yağmur yağdığında bidonunuza dolan suyu biriktirebileceksiniz. Fakat oluşturduğunuz bölgeye göre bunu filtrelemek için fazladan çaba göstermenize gerek kalabilir.
Filtreleme
Su çeşitli şekillerde kirlenebilir. Buharlaşırken havadan bir miktar yabancı madde alarak yükselir. Bazı moleküller ağır iyonlarla birleşerek hava yoğunluğuna bağlı olarak asılı kalır ya da daha buharlaşmadan çöker. Bulut halindeyken H2O molekülü yükseklerdeki hava sıcaklığı, hareketliliği v.s. nedeniyle atmosferdeki iyonlarla reaksiyona girer. Hatta bazen yüksek kükürt bulunan yerlerde birikmeyle asit yağmurları olarak düşer. Yükseklerdeki şimşekler de suyun molekül yapısının değişimine katkıda bulunur. Yağmur halindeyse temas ettiği gazları bir miktar soğurur. Sıvı hale geçtiğinde düşerken yüksek hızda oksijen, karbondioksit, karbonmonoksit, argon v.s. gibi gazların kendisine tutunmasını sağlar. Yine de çoğu durumda, eğer ağır sanayi bölgesinde yaşamıyorsanız, bu yağmur suyundan genel olarak faydalanmaya engel bir durum teşkil etmez.
Sizi asıl endişelendirecek şey, yaptığınız yağmur oluğundan damıtacağınız suyun bidondayken korunması olacaktır. Özellikle çatı oluklarının yapısal hataları nedeniyle suya karışabilecek çamur, kir, pislik vb. şeyler koruma amaçlı koyduğunuz elekten geçebilir. Bu engellemek için çakıl filtreleme, mum filtreleme, torba filtreleme adı verilen gelişmiş yöntemler kullanabilir, katalitik, kimyasal ya da UV~ kullanarak dezenfekte edebilir veya aktif karbon filtreleme yaparak kokunun ve tadının iyileştirilmesi, renksizleştirme işlemlerini uygulayabilirsiniz. Fakat bu yöntemler yağmur suyunu içme suyuna çevirecek gelişmiş yöntemlerdir. Hatta bunlar için piyasada onlarca farklı, mühendislik harikası ürün bulabilirsiniz.
Fakat genel kullanım için basit, ev tipi bir filtreleme yapmak istiyorsanız, kaynatıp soğutarak kireç ve diğer maddelerin çökeltme yolu ile dibe inmesini sağlayabilirsiniz. Uygulayabileceğiniz en pratik yöntem bu olacaktır.
No Comments