Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
6 Mar

Madrid Madrid

This slideshow requires JavaScript.

Tortilla ve paella’nın modası geçti. İspanya bugün sunacak çok fazla seçeneğe sahip olsa da başkent Madrid başlamak için mükemmel bir yerdir.

Madrid olasılıklarla dolu bir şehir; ister Sol’da kafa dinlemek için sisha tüttürün, ister tüm gece partilemek için büyük gece kulübü Atacha’da ayaklarınızı hissetmeyinceye kadar dans edin. Şehri ziyaret ettiğinizde asla kaçırmamanız gereken üç mekân var:

Las cuevas del Sésamo (Calle del Príncipe 7)

Çoğu insan sangria ile calimocho ya da tinto de verano‘yu karıştırıyor ama aslında bu üç içki birbirleriyle karşılaştırılamayacak kadar farklılar. Eğer gerçek bir sangria denemek isterseniz ve bunu yaparken otantik bir ortam olsun derseniz Las cuevas del Sésamo Madrid’i ziyaret ederken yapılacaklar listenizde olmalı.

Giriş merdivenlerinden mağarayı andıran mekâna doğru inerken sizi piyanist selamlıyor. Ahşap tabloların arasından geçerken yerinizi alın ve rahatınıza bakın çünkü uzun bir yolculuk sizi bekliyor.

Bir kavanoz sangria sipariş edin. Yanında küçük bardaklar gelecekler ilk bardağı doldurun ve içmeye başlayın!  Dakikalar geçtikçe ortam ısınmaya başlar, yanaklarınız kızarır ve beyniniz yavaşlamaya geçer. Korkmayın! Hepsi içkinin normal yan etkileri.

İlk birkaç kadehten sonra kendinizi duvardaki özlü sözleri okurken ve onlar hakkında felsefik düşüncelere dalmışken bulabilirsiniz. Birden hepsi anlamlı görünür ve hayata yeni bir perspektifle bakarsınız. Hoşgeldin dostum! Sangria’nın olayını az önce keşfetmiş oldun.

Müdavim notu: Hangover için aspirin almayı unutmayın!

El jardín secreto (Calle Conde Duque 2)

Eğer alkol size göre değilse ve bir fincan çay eşliğinde bir dilim kekle eğlenmeyi tercih ediyorsanız her an periler ve cücelerin ortaya çıkabileceği El jardín secreto damağınızı kamaştıracak.

Moncloa’dan yürüme mesafesindeki El jardín secreto,   hayallerimizin fantazi krallığı olabilir ama sürekli gidilebilecek kadar yakın ve kolay bir lokasyon üzerinde değil. Kapıdan içeriye doğru yürüyün ve duyularınızın darmadağın olmasına izin verin.  Tropikal ağaçların arasında büyük deniz kabuklarıyla süslü  her köşe, kendine has bir temaya sahip. Eski naif guguklu saat sizi her saat başı karşılar ve çalan yumuşak müzik size duvarların ardında gerçek bir dünya olduğunu unutturur.

Çikolata orgazmını sipariş edin ya da Paris’ e minik bir yolculuğa çıkın ve ağzınızda eriyen tatların kombinasyonuyla kendinizden geçin. Şehrin karmaşasından uzakta sessiz bir öğleden sonra geçirirken kendinizi Alice Harikalar Diyarı’nda gibi hissedin.

Müdavim notu: Gitmeden önce rezervasyon yaptırın.

Calle Huertas 

Müzelerin ve hediyelik dükkânların önünde uzayan turist kuyrukları Madrid’i baharda veya yaz aylarında ziyaret edenler için yorucu olabilir. Ancak geceleri şehrin canlıları sessiz inlerinden çıkar ve Huertas’da güneş doğana kadar uyanık kalırlar. Almadovar’ın Madrid’ini görmek istemez misiniz? O halde uyanık kalın ve şehrin sokaklarında yürümek için mutlaka zaman yaratın.

El Barrio de las Letras’ın merkezi Huertas,şehrin tadını Valle Inclan müzesi ya da Lope de Vega ile sunuyor. Bu cadde gün boyunca eski kitapçıları, dedikoducu ev kadınlarını saklıyor ve geceleri barlar kapılarını açıyor ve müziklerini çalıyorlar.

Çok üzün süre yalnız aramanıza gerek kalmadan sadece sokakta yürüyün ve PR’ın size gelmesine izin verin. Burası size her tadı sunuyor; mojito, shot’lar, kokteyller. Barda yerinizi alın ve mekânın en iyi yerini seçin. Reklam müzikleri, yaz şarkıları ve eğer şanslıysanız bira rock müzik sizi bekliyor.

Müdavim notu: Rahat bir ayakkabı giyin topuklular gecenizi mahvedebilir.

Yazı ve görseller: Ana Montalvo Isasi

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

No Comments

Leave a reply