
1865 yılında Lewis Carroll mahlasını kullanan Charles Lutwidge Dodgson tarafından yazılan Alice in Wonderland romanı, günümüze Tim Burton’ın çektiği filmle gelmişti. Peki ya bu film seti gerçek olsaydı? Hem de Avrupa’nın tam göbeğinde!
Baloncukların havada uçuştuğu, kırmızı çaydanlıkların ağaçlarda asılı durduğu, suda demirden yatağın yüzdüğü bir yoldan geçip, beyaz saçlı, kırmızı burunlu, sarı yağmurluklu bizi bekleyen rus palyaço Polunin’in harikalar diyarına gelmiş bulunuyoruz. Çok uzak değil; Paris’in güneydoğusunda 65 yaşındaki Slava Polunin’in sürreal dünyası burası.
65 yaşındaki Polunin, palyaçoluk kariyerine 40 yıl önce Charlie Chaplin’e benzer özellikleriyle, okulda arkadaşlarının neşe kaynağı oluşuyla başladı.
Polunin’in kariyeri, 70’ler ve 80’lerde otoriteyi eleştiren ve onlarla alay eder nitelikteki televizyon şovları ile devam etti. Sözcükleri kullanım şeklinden dolayı da hiçbir ceza almadı.
Sonrasında ise “Academy of Fools” adındaki uluslararası organizasyona öncülük ederek palyaçoların ve gezici tiyatro Caravan of the World’ün bir araya gelmesini sağlayan, günümüzde ise 50 ülkede sergilediği performansla dünyanın en çok tanınan palyaçolarından biri.
Polunin, hayatının her alanında, absürdlüğü, eğlenceyi ve yaratıcılığı benimsemiş durumda. Dali ve Disney eli değmiş gibi görünen evi ise ziyarete açık: Balık adamları, 5’li büyülü bahçeleri, ağaç kitaplığı, çiçekten yataklar, pembe kanatlı atlar ve küçük bir Budist tapınağı başınızı döndürebilir, söylemedi demeyin!
No Comments