Londra’ya gidip de Soho’ya uğramamak olmaz. Soho’ya uğrayıp da, bir arka caddedeki China Town’a uğramamak hiç olmaz. Experimental Cocktail Club, China Town’da yürürken göremeyeceğiniz, görseniz de orası olduğunu ilk seferde anlayamayacağınız bir yer. Buraya gitmek için yapmanız gereken; kulübün gizli kapısının görselini internetten bulmak ve bütün kapılara tek tek bakarak doğru kapıdan içeri girmek. Üzerinde kırmızı bir leke bulunan bu siyah kapı, oldukça gösterişsiz. Bir de kapının önünde rezervasyon kontrolü yapan iri yarı görevliler, kapıyı görmeden geçmenize neden olabilir.
Kapı bulma merasimini atlattıktan sonra içeri adımınızı atar atmaz gayet karakterli bir mekânda olduğunuzu anlıyorsunuz. 1920’leri andıran vintage dekorasyonu ile loş ve siyahların hakim olduğu bir ortam sizi karşılıyor. İçinizden ‘Kesinlikle bu kadar aradığıma değdi!’ diyorsunuz.
Burası belli ki, çoğunlukla Londralılar tarafından biliniyor ve henüz turistlerin ‘gidilecek yerler’ listesine girmemiş. Bunu iş çıkışı kendilerini buraya atan iyi giyimli Londralılardan anlayabilirsiniz. Neredeyse herkesin müdavim gözüktüğü yerde menü, bizim için oldukça yabancıydı. Neyse ki bara oturduk ve bir mekânı tanımak için en iyi yol olan barmenle sohbete başladık.
Barmenin bize menüyü verip, nasıl tatlardan hoşlandığımızı sormasıyla hepimiz farklı farklı siparişlerimizi verdik. Ben, Londra’da yaza erken veda ettiğim için ‘Winter Is Coming’i seçtim. Yıllanmış Pierre Ferrand konyağı ile yapılan kokteylimin içinde; Banks Rum, Campari (İtalyanların yemek üstü içkisi), Campari’den de acı olan enginar aromalı likör Cynar, İtalyanların 40 çeşit ot ve baharattan yaptığı Fernet Branca, yine bir İtalyan içkisi olan ve tadı Martini’ye benzeyen Cinzano ve acı portakal ile nasıl bir tadı olduğunu siz hayal edin. Bu kadar iyi içkinin bir araya gelmesiyle ortaya kötü bir şey çıkar mı hiç? Kokteylin adı yüksek alkol oranıyla sizi kışa hazırlama sözünü tutuyor ve içinizi bir anda ateşliyor.
Kokteyller hazırlanırken barmenler barmenliği bırakıyor ve adeta birer kimya profesörüne dönüşüyorlar. Damlalarla koydukları içki karışımlarında o kadar titizler ki, gözlerinizi hayranlıkla onlardan alamıyorsunuz. Hassas dokunuşları hızlı ve kendilerinden emin hareketleriyle ortaya olağanüstü bir şeyler çıkacağı çok belli.
İçkilerimizi içtikten sonra menüyü bir türlü geri vermek istemeyişimi fark eden barmen, bana menüyü alabileceğimi söyleyince tabii ki çok seviniyorum. Kalınca bir kağıda çıktı olarak basılmış basit menü, aslında böyle değilmiş. Müşteriler tarafından çalınan menüler eksilmeye başladıkça, çareyi maddi değeri olmayan menüler basmakta bulmuşlar. Tariflerinin çalınmasından endişelenip endişelenmediklerini sorduğumda ise bu konuda çok rahat olduklarını, çünkü kimsenin bilmediği başka sırlar da olduğunu belirttiler.
Diğer favorilerimize gelince; alkol oranı iyice yüksek olan ‘Smoke & Mirrors ve Get Buck in Here’ı denemenizi tavsiye ederim. Bütün kokteyller 11,50 pound ve %12,5 servis ücreti ekleniyor. Burası kesinlikle Londra’ya gidildiğinde uğranması gereken yerlerden biri olmayı hakediyor.
Görsel: www.chinatownlondon.org
Açık olduğu saatler: 6 PM- 3 AM
13 A Gerrard Street W 1 D 5PS London
Açık olduğu saatler: 6PM- 3 AM
Address: 13 A Gerrard Street W 1 D 5PS London
No Comments