Bundan yıllar önce Türk pop müziğinin ilk zamanlarında 45’likler hep aynı ön kapakla basılıyorlardı. Zaman geçtikçe plağın içi kadar dışı da önem kazanmaya başladı ve şu anki içsiz plak kapağı fiyatlarının yüksekliğinden de anlaşılacağı gibi kapaklar oldukça önemli hale geldi. Plakla kapağın bir bütün olduğu artık yapımcılar, sanatçılar ve plağı satın alan müşteriler tarafından kabul edilmiş bir gerçek. Türk popunun ilk 45’lik plağı olarak bilinen “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” un gördüğü yoğun ilgiden sonra birçok müzik firması arka arkaya plak yayınlamaya başladı. 80’li yıllarda önem kazanan plak kapakları, bundan önce sadece ‘kapak olsun da nasıl olursa olsun’ mantığıyla yapılıyordu. Ön yüzü hep aynı kalan kapakların arkasında uzayıp giden bir diskografi yer alırdı. Örneğin Regal plak firması Ajda Pekkan’ın Saklambaç isimli plağını da Dünya Dönüyor’unu da aynı kapakla yayınlamıştı.
Yıllar sonra önem kazanan ön kapaklar, bir nevi yeni bir sanat dalı haline geldi. Yıllarca plakçıların tezgahlarında sergilenen, adı geçince akla kapağıyla gelen plaklar Türk müzik tarihinde büyük yer etti. O zamanlar önde gelen plak şirketleri kendilerine bir yüz misali sanatçı seçmişlerdi. Örneğin Regal’in sanatçısı Ajda Pekkan, Pathe’nin ki Erol Büyükburç ve Columbia’nın ki Semiramis Pekkan’dı. Sahibinin Sesi isimli ünlü plak şirketi ise Özdemir Erdoğan, Kamuran Akkor ve Selçuk Ural ağırlıklı plaklar basıyorlardı. Diğer öne çıkan plak şirketleri Gönül Yazar’lı Arya, Sayan, Diskotür, 1 Numara, Öncü, Yonca, Nova, İstanbul, Elif, Kervan, Melodi, Yavuz, Coşkun gibi birçok plağın üzerinde görebileceğiniz firmalardan oluşuyordu. Bu firmalar sürekli yaratıcılıktan uzak, birbirlerini kopyalayan ön kapaklarla piyasaya yeni 45’likler sürüyorlardı. Kapağı kimin tasarladığı, grafiğin kimin elinden çıktığı ve kapakta yer alan fotoğrafı kimin çektiği gibi önemli bilgiler yer almıyordu.
Plaklara biraz ilginiz varsa bilirsiniz; dünyanın her yerinde plak alıcıları, plak satıcılarına şu iki soruyu sorar: ”Plağın üzerinde çizik var mı ve kapağı ne durumda?” Plak kapağı konusunda hala çok hassas olan ikinci el piyasası, plak kapağının durumunu özetleyen kelimeler bile türetmiş. Durum iyiden kötüye doğru şu kelimelerle alıcılara aktarılıyor: Mint, Excellent, Good, Fair, Poor ve Bad. Bu terimler plak kapağının fiyatlandırmasını da doğrudan etkiliyor. Bazıları için kapağın dışının hiçbir önemi olmasa da hala buna değer veren birçok koleksiyoner mevcut.
Peki Türkiye’de plak kapakları nasıl önem kazandı?
Bu konuda en önemli hassasiyeti gösteren sanatçı İlhan İrem’dir. İlhan İrem önce Diskotür, ardından Yavuz Plak’tan çıkardığı 45’liklerinde hep mükemmel kapak tasarımları kullanmıştır. Bu zamana kadar önemsenmeyen arka kapağı da tasarıma dahil eden sanatçı, sonra bir üst seviyeye geçerek daha önce hiç yapılmamış üçlü kapak sistemine geçmiştir. İlhan İrem gibi Gönül Yazar da plak kapağı konusunda hassasiyet gösteren bir sanatçıydı. Arya’dan çıkan sade plak kapakları grafikerler tarafından titizlikle tasarlanmıştı. Bazı plak firmalarıysa kendi şirketlerinden çıkan filmlerin başrol oyuncularını kapağın arkasına basarlardı ve böylece satışları ikiye katlandırdı.
Artık bilinçli plak üreticileri kadar, bilinçli plak koleksiyonerleri de olduğu için çizilmemiş ve düzgün kapaklı plak bulmak eskisi gibi zor değil. Birçok plak dükkanından veya internet üzerinden eski plakları bulup, satın alabiliyorsunuz. Kitsch plak kapakları, plağın en az içi kadar önemli bir unsur. Bunun farkında olan ve plakları ona göre muhafaza edip, adil fiyat biçen birçok dükkan hala var. Bundan sonraki yazımızda İstanbul’daki plakçılardan bahsedeceğiz.
No Comments