
Kino İstanbul tarafından düzenlenen İstanbul Sessiz Sinema Günleri bugün itibariyle İstanbul Modern‘de başladı. 23 Ekim’e kadar sürecek olan etkinlik bu yıl ilk kez “Sessiz Sedasız Geldiler” başlığı altında 9-10-11-12 Ekim tarihlerinde Filli Boya’nın ana sponsorluğunda gerçekleşiyor. Dünyanın en prestijli kurumlarından Cineteca di Bologna’nın ve Amsterdam’da bulunan EYE Filmmuseum‘un da resmi desteğiyle gerçekleşen Sessiz Sinema Günleri, Türkiye’de sinemanın 100. yılının kutlandığı 2014’te, sinemanın erken döneminden çeşitli örnekleri sunuyor. Osmanlı döneminden gösterilecek kareler, Şehir Üniversitesi bünyesinde gerçekleşecek bir söyleşiyle zenginleşerek akademik camiaya taşınıyor. Bunun yanı sıra Orson Welles’in uzun süre kayıp olduğu sanılan ve seyirciyle ilk defa 2013 yılında buluşan Too Much Johnson adlı 1938 tarihli filmi dikkatleri üzerine çekiyor.
Yakın bir tarihte açıklanacak ayrıntılı festival programında yer alan bölümler arasında, dünyanın çeşitli arşivlerinden Osmanlı dönemi görüntülerinin bir araya getirildiği “Osmanlı’dan Görüntüler” kapsamında bir seçki, Eye Filmmuseum Sessiz Sinema Kuratörü Elif Rongen-Kaynakçı’nın küratörlüğünde sunuluyor. Türkiye sinemasının 100. yıl kutlamalarının yapıldığı bu yılda, bir taraftan 1914’de, 1. Dünya Savaşı’nın başlamasına ramak kala çekilmiş pasifist Belçika filmi Maudite Soit la Guerre ve diğer ülkelerden yüz senelik örneklere yer verilirken, diğer taraftan sinema tarihinde çığır açan ve günümüzde halen değerinden önem kaybetmemiş kilometre taşlarına kadar birçok şaheser yeni restore edilmiş versiyonlarıyla izleyiciyle buluşuyor. Charlie Chaplin’in sinemaya ilk adım attığı döneme denk gelen Keystone Stüdyoları’ndaki yılları tam yüz yıl öncesinden bugüne ulaşıyor. Ayrıca sinemanın baş yapıtlarından Caligari bu yıl dünya prömiyeri gerçekleştirilen renklendirilmiş restorasyonuyla izleyicileri perdeye kitliyor.
Filmlere canlı müziğin eşlik edeceği etkinlikte birçok farklı türde çalışan müzisyen ve gruplar da yer alıyor. Müzisyenler arasında birçok filme müziğiyle eşlik etmiş dünyaca ünlü İtalyan müzisyen Daniele Furlati; tiyatro, yerleştirme ve video yapımlarına müzik-ses tasarımı ve uygulamalarıyla tanınan besteci Çiğdem Borucu; İstanbul’da yaşayan ve Kolektif İstanbul’un saksafon ustası Richard Laniepce; hiçbir temas olmadan çalınan ilk elektronik müzik enstrümanlarından ‘theremin’ ustası Cihan Gülbudak; çeşitli caz türlerini harmanlayan ve sokak müziği yapan Uninvited Jazz Band; filme özel bestesiyle Ozan Tekin farklı müziklerden deneysel bir kolaj oluşturan Carroll Catcher gibi isimler yer alıyor.
No Comments