Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
23 Oct

9. Contemporary İstanbul Kasım’da Başlıyor

Türkiye’nin ve bölgenin uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul, 520 sanatçı, 3000 eser, 22 ülkeden 104 çağdaş sanat galerisi ile beraber 75.000’den fazla ziyaretçiyi 13-16 Kasım’da İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi’nde buluşturacak.

9. Contemporary İstanbul Avrupa’dan, Balkanlar’dan, Ortadoğu’dan ve 2014 senesinin konuk ülkesi olan Çin’den çağdaş sanata kapılarını açıyor. Kaçırılmayacak buluşma noktası Contemporary Istanbul, yeni medya bölümü Plugin ile çağdaş sanatın geleceğini ve Türkiye’den ve dünyadan çağdaş sanatı keşfetmek için eşsiz bir görüş sağlıyor.

CI EDITIONS – Sanat Edisyonları İçin Üretim, Dağıtım ve İletişim Platformu

Contemporary Istanbul, sanat edisyonlarının, çoklu sanatların farklı formatlarının, kavramsal boyutlarının sunulduğu, tartışıldığı ve paylaşıldığı yeni girişim ve inisiyatifi CI Editionsı sunuyor. Sınırlı sayıda üretilen özel edisyonların yaygın dağıtmını sağlayacak olan CI Editions, sanatın daha geniş izleyici grubunun yanı sıra yeni sanatseverler ile buluşmasında alternatif bir kanal yaratıyor. CI yarattığı bu yeni değer ile yeni koleksiyoner gruplarının da oluşturulmasını sağlayarak bir kez daha ayrıcalığını ortaya koyuyor. CI Editions geleneksel baskı edisyonları fikrinden çok daha öteye geçiyor. Baskı (litografi, ipek baskı, dijital baskı) sanatçı kitabı, fotoğraf, video, heykel/obje, neon, ses ve diğer çeşitli alanlarda üretilen sınırlı edisyonların bir sanat eseri olduğunu açıklıyor. Ayrıca, CI Dialogues’in 4. gününde sanatçı ve koleksiyoner bakış açısından sanat edisyonları analizi ediyor.


Casey Reas | DAM Gallery

Yeni Medya Bölümü PLUGIN ISTANBUL 2. Yılında

Contemporary İstanbul’un en büyük yeniliği olan Plugin Istanbul Yeni Medya Bölümü sanatsal anlamda daha geniş bir alanı kapsamayı hedefliyor, sadece video sanatı değil, ses ve ışık enstalasyonları, etkileşimli ve jeneratif sanat işleri, iç mekan mapping projeleri, robotik tasarımlar, hepsi ve daha fazlası Plugin Istanbul’da yer buluyor. Plugin Istanbul ile Contemporary Istanbul, ait olduğu çağın dışına çıkarak ziyaretçileri geleceğe yollamayı amaçlıyor. Geçen seneki büyük başarıdan sonra daha çeşitli bir içerikle ziyaretçileri karşılamayı hedefleyen Plugin Istanbul’un bu seneki katılımcı galerileri arasında, Galerie AKINCI, DAM GALLERY, URAStudio, Yellow Peril Gallery, Sedition, Kasa; sanatçılar arasında ise Zimoun, Simon Heijdens gibi isimler katılımcılar arasında yer alıyor.

Çin Çağdaş Sanatına Farklı Bir Bakış

Bu senenin önemi Çin Çağdaş Sanatı’na veriliyor ve dünya çapında tanınmış Liu Bolin ve Lio Dao gibi Çinli sanatçıları konuk ediliyor. Çin Çağdaş Sanatı konusu aynı zamanda CI Dialogues programında “Gelecek Bugündür – Çin’de Çağdaş Sanat” ve “Çin’de Sanat Arenası, Piyasası ve Kuruluşları” oturumlarında yer buluyor. 2010’dan beri Çin video sanatı koleksiyonerliği yapan Dr. Michael I. Jacobs’ın gözünden Çin video sanatını görüleceği “Now You See” sergisi yer alıyor.

Yeni Küratöryel Sergi: CI 90 MINUTE SHOWS

CI 90 Minute Shows, her 90 dakikada bir, bir sanatçının solo şovunun kurulup, sunulup, tartışılıp, kaydedilip, başka bir sanatçının kurulumu için tekrar boş bir alan bırakılarak oluşturulan bir mekan-sergisi. 50 m2’lik bir kutu biçiminde olacak olan alanda alternatif sunuşlar ve küratoral denemeler için aynı sürecin sürekli devam ettiği deneysel bir forum yaratılıyor. 20 sanatçı bir arada, fuarın dört günü boyunca zaman ve yer temalı kurulumlarını sergiliyor. 90 Minute Shows, değişimleri takip eden, sanatın çoğulculuğunu ve çeşitliliğini destekleyen dinamik ve yönlü bir platform oluşturuyor. Ali Emir Tapan, Mehmet Ali Uysal, Charlie Stein, Lukas Ulmi, Fani Zguro, Ansen, Peter Belyi, Island 6, Orhan Cem Çetin, Gallery on the Move (Anri Sala, Dora Garcia, Kajsa Dahlberg, Pipilotti Rist), Selçuk Ceylan, Voldemars Johansons, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, İsmail Necmi, Ozan Kerem Bayraktar, Buğra Erol, İrfan Önürmen, Fırat Engin, Mariam Natroshvili & Detu Jintcharadze 90 Minutes Shows sanatçıları arasında yer alıyor.

Zimoun

Contemporary Istanbul 2014’te Yer Alacak Sanatçılar Kimler?

Bu sene ikincisi gerçekleşecek Plugin Yeni Medya Bölümü, fuar içerisinde en başarılı yeni medya ve dijital sanat örneklerini sergileyecek. Geçen sene elde ettiği büyük başarının ardından, bu sene, uluslararası galeriler ve genç sanatçılar tarafından yaratılan ses ve ışık enstalasyonlarını, interaktif ve üretken görsel işleri ve video sanatını sunacak.

Plugin bölümünde Rhode Island, Yellow Peril Gallery tarafından temsil edilecek olan Amerikan heykeltıraş Paul Myoda, 9/11 saldırısını anma amacıyla İkiz Kuleler’in ışık gösterisi halinde tekrar canlandırılmasına yardımcı olduğu eseri “Tribute in Light” ile tanınıyor. Bu eser, saldırının 10. yılında Time Magazine’in kapağında yer aldı. Fuara ilk defa katılacak olan Hollandalı sanatçı Simon Heijdens ise, en ünlü çalışması “Tree”yi, Plugin’de sunmaya geliyor. İlk defa İstanbul’da sergilenecek olan eser, daha önce Victoria & Albert Museum (Londra), the Design Museum (Londra) ve MoMA’da (New York) sergilendi. Ses sanatı konusunda dünyanın en önemli sanatçılarından biri olan Zimoun, bu sene 6 metrelik bir enstalasyon sunmayı planlıyor. İsviçreli sanatçı, ses sanatını yaratırken, karton kutu, plastik torba ve eski ev eşyaları gibi ham, endüstriyel maddeleri; DC motorlar, kablolar, mikrofonlar, hoparlörler ve ventilatörler gibi mekanik maddeleri kullanıyor. Zimoun 2010’da en prestijli ödüllerden biri olan Arts Electronica Prize’ı kazanmıştı.

Contemporary Istanbul, bu sene fuar alanında genç sanatçıları ön plana çıkartıyor ve ziyaretçilerini, genç sanatçıların yeni eserleriyle buluşturuyor.

The Empire Project’ten Ali Taptık, “Remembering Me” isimli ilk projesi otobiyografik fotoğrafların kentsel peyzajla kontrast oluşturduğu,  kişisel tarihini yeniden tanımlamaya yönelik bir çalışmadır. Bu projeyle birlikte, devam eden serilerinde de Taptık, şehirle insan arasındaki ilişkiyi kurarken  şehirle ilgili anlatıları da işlerine dahil ediyor. Venedik Bienali 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde sergi ekibinden olan Ali Taptık’ın katılımıyla Türkiye Pavyonu açılışında Places of Memory, uluslararası mimarlık dünyasına tanıtıldı.

PG Art Gallery’den Candaş Şişman, dijital ve mekanik teknolojileri kullanarak gerçekleştirdiği çalışmalarıyla izleyicinin zaman, mekan ve hareket algısını manipüle ederek alışılageldik kalıpların dışına çıkarıyor. 2009’da arkadaşlarıyla birlikte Silo 1 oluşumunu ve 2011 yılında Deniz Kader ile birlikte NOHlab oluşumunu kurdu.

NOHLab

Candaş Şişman & Deniz Kader | NOHLab

Galerie Kornfeld’in sanatçısı Franziska Klotz, bulduğu ya da kendi çektiği fotoğrafları eserlerindeki figüratif bileşimlerinde ilham kaynağı olarak kullanıyor. Tablolarında resmin maddeselliği büyük bir önem taşıyor. Bitmemişlik, uçuculuk duygusu görsellerinde her zaman var oluyor.

New Plymouth, Yeni Zelanda’da doğan Francis Upritchard, 60’lı yılların barış ve sevgi sloganının bitişiyle birlikte bireysel jenerasyonun ortaya çıkışını eserlerinde kullandığı figürlerle yansıtıyor. Fuara Whitechapel Gallery ile katılıyor.

X-Ist sanatçısı Emin Mete Erdoğan, birçok karma sergiye katılan sanatçı 2013 yılında Sanatorium’da “Entangled Cern Plans” adlı ilk kişisel sergisini açtı. Aynı yıl Contemporary İstanbul ve Miami Pulse fuarlarında yapıtları sergilendi.

Galeri Zilberman ile katılacak olan Fırat Neziroğlu‘nun çalışmaları resim geleneğiyle hesaplaşma halinde. Çalışmalarının konusu dünyevi olsa da -gözden kaçan günlük olayları yakalıyor- sanatçının tekil yaklaşımı malzeme seçimiyle beraber resimlerini çarpıcı biçimde özgün kılıyor. Dikiş ve dokuma karışımıyla, Neziroğlu’nun işleri hem geleneksel dokuma tekniklerini tekrar canlandırıyor, hem de resmin olanaklarını genişletiyor.

Mark Hashem Gallery’nin sanatçısı Jesus Curia Perez’in eserleri daha çok insan figürlerinden oluşuyor. Batılı olmayan ülkelerde yaşayan küçük yaşta ve ergenlikteki çocuk imajlarına olan ilgisi en başından beri sürüyor. Yine de, Batılı bir arka plan sanatçının eserlerindeki vazgeçilmez bir noktası. Vücuttaki baş ve eli bir soyut bir figür şeklinde temsil ettiriyor.


Sedition

Alan Istanbul sanatçısı Murat Pulat, yeni dalga uvertür yönetmen sinema film sekanslarına özel bir ilgi gösteriyor. Bu sekansları tuval üzerinde yeniden üreterek, bu imgelerin plastik olarak hayata katılmasını sağlıyor. Contemporary İstanbul 2011, 2012 ve 2013’te sanatseverlerin çalışmalarına büyük ilgi göstermesi Türkiye’deki tanınırlığını perçinledi.

Siyah Beyaz’ın sanatçısı Ardan Özmenoğlu, sanat eserlerini, özgün baskı tekniklerini farklı materyal yüzeylerinde kullanarak oluşturduğu mekana özgü enstalasyonlar ve bu teknikle buluşturduğu transparan heykeller oluşturuyor. Özgün baskı tekniklerini farklı materyal yüzeylerde kullanıyor, klasik çini motiflerini post-it notlar üzerine uygulayarak, çağdaş bir yorum sunuyor.

Yeni jenerasyonun en önemli video sanatçılarından Katja Loher, C24 Gallery ile katılıyor ve videoyu modern biçimlerde sunuyor.

Galeria Russo genç, Milanolu sanatçın Manuel Felisi’yi CI’a getiriyor. Anlık biyografik izlere sahipler işleri hem boya hem de dijital metotlardan oluşuyor: Yolda karşılaştığı objeler ve insanlar eserlerinde asli bir rol oynuyor.

MERKUR’dan Sabire Susuz, işlerinde, kullandığı malzeme ve teknik sayesinde yaşamın sabit olmayan ve kaygan duruşuna göndermede bulunuyor. Resimsel bir görseli oluşturmanın birçok kestirme yolları varken, işçilik diye tanımlanan yapma aşamasına bu denli zaman harcayarak sürecin kendisine vurgu yapıyor.

Sanatorium ile katılan Luz Blanco, çizimlerini manipüle ettiği film ve belgesel görsellerinden elde ediyor. Sanatçıya göre, fotoğraf yoluyla yeniden yaratılmış çizimler bir nevi hatıra filtresi işlevi görüyor.


Paul Myoda

Dirimart’ın sanatçısı Shirin Neshat, New York’ta yaşayan İranlı yönetmen ve sanatçı. Eserlerleri daha çok film ve video enstalasyonlarından oluşuyor. Neshat’ın katıldığı uluslararası organizasyonlar arasında 4. İstanbul Bienali “Orient-ation” (1995) da bulunmakta. Sanatçı 1999 yılında 48’inci Venedik Bienali’nde Altın Aslan Ödülü‘nü ve 2006 yılında Lillian Gish Ödülü‘nü kazandı. Neshat’ın ilk uzun metraj filmi Women Without Men 2009 yılındaki 66’ncı Venedik Uluslararası Film Festivali‘nde Gümüş Aslan Ödülü‘ne layık görüldü.

Rampa Istanbul’dan Ahmet Oran, sanatsal yaşamı boyunca gerek büyük bir ressamlık maharetiyle gerekse iyi bilenmiş sezgileriyle her defasında yeni ve şaşırtıcı imgeler yaratmayı başaran bir ressam. Son yıllarda sanatçı, çarpıcı derecede büyük ebatlı tuvaller ve ifadeci bir renklendirme biçimi oluşturuyor ve jestlere dayalı, serbest bir resim üslubu yönünde ilerliyor.

Galeri Nev’den Canan Tolon, çocukken geçirdiği çocuk felci ile uzun yılları hastanede geçen sanatçı, eserlerinde zaman olgusunu vurgular, şimdiki zaman ve geçmiş zamanı ve geleceği yansıtabilmek için tuval üzerine kullandığı paslanmış çelik gibi sanayi ürünleri, kahve telvesi gibi organik malzemelerle dokular yaratıyor, alışılagelmemiş enstalasyonlarında çim, toprak, saman gibi yaşam döngüsü sembolleri kullanıyor.

C24 Gallery ile katılan Robert Montgomary, yazılı enstalasyonlar kullanıyor ve eserlerinde şiirsel mesajlar veriyor. Eserleri için billboardlar, işaret direkleri ve dev boyutta günlük hayatın içinden mekanları kullanıyor.

Galerie Lelong’un sanatçısı Lin Tianmiao, kendi jenerasyonunun önemli ve yaratıcı, Çinli kadın sanatçılarından. 1960’larda doğmuş ve Çin sanatının uluslararası yayılmaya başladığı 1990’lı yıllarda ortaya çıkmış. Eserleri kendi kişisel yolculuğu olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir içerik taşıyor.

Edition Purrman ile katılacak olan Anselm Kiefer, eserlerinde geçmişte tabu olan, tartışmaya yol açan konuları gündeme getiriyor. Nazi dönemini en çok yansıttığı eseri: Paul Celan‘nın bilinen en önemli şiiri “Todesfuge” (“Death Fugue”)dan esinlenilen “Margarethe“tablosu.

Galeria Pilar Serra ile eserleri sergilenecek olan Tom Wesselmann, 60’lardaki Amerikan pop art akımı kurucularından.

Emmanuel Fremin Gallery’den ABD’li şarkıcı, DJ ve fotoğrafçı Moby, ‘‘Play” albümü ile, 10 milyon sattı ve turnesi iki yıl sürdü. İngiltere’de 5 kez olmak üzere 26 ülkede platinyum aldı. The New York Times’da fotoğrafçı olan amcası sayesinde fotoğrafçılığa 10 yaşından itibaren ilgili olan Moby, “Destroyed” isimli uluslararası turnelerinde çektiği fotoğrafların yer aldığı fotoğraf kitabını yayınladı.

Moby

Moby

C.A.M Galeri’den Murat Germen fotoğrafı bir ifade ve araştırma aracı olarak kullanan bir sanatçı. Fulbright burslusu olarak gittiği Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) Mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldı.

Kashya Hildebrand’ın sanatçısı Lalla Essaydi Fas’ta doğdu, yıllarca Suudi Arabistan’da yaşadı. Fotoğraflarında oryantalist ögeler bulunuyor ama sanatçı olarak kendini hem liberal hem Müslüman hem gelenekçi hissediyor.

Galerie Lelong’dan Jaume Plensa, eserlerini metal, bronz, plastik, cam gibi materyallerden oluşturuyor. En önemli eserleri bunlardan oluşan büyük insan figürleri. Eserleri dünyanın en önemli sanat fuarları ve bienallerinde yer alıyor.

Ayrıca bu sene, Lütfi Kırdar Rumeli Salonu B Katı yeni ve yükselen galerilere ayrılıyor. Tankut Aykut Gallery, Mixer, Galleria Giovanni Bonelli, Art Nivo, Red Art Istanbul, Armaggan Art&Design Gallery, Galeri Miz, Nasui Collection & Gallery, Arrt350, Gaia Gallery katılımcı galeriler arasında yer alıyor.

Bu sene Oldmagnet ekibi olarak 9. Contemporary İstanbul’un her metrekaresini gezeceğiz. Tüm takipçilerimizle Kasım’da İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi’nde görüşmek üzere.

EMEL BİLGE ÇINAR

Oldmagnet'te editör olmadan önce, üç yılını post prodüktörlük yaparak Lighthouse Visual Effects, İstanbul'da geçirdi. Projeleri neticesinde Autodesk Türkiye'nin topluluk yöneticilerinden biri olmayı başardı. İstanbul Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Los Angeles, California'da Medya ve Eğlence Yönetimi üzerine eğitim aldı. Aynı zamanda Öteki Sinema'da sinema ve dizi yazıları yazarken bir yandan bilimkurgu okumayı, oyun tasarlamayı ve durmaksızın oyun oynamayı seviyor.

No Comments

Leave a reply