Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
18 Jan

Fırat Özgöçer

Kendisi tanıdığımız en “sendromsuz” kişilerden biri olan Fırat Özgöçer, son derece cool bir otel olan Sub Karaköy’ün kurucusu. Otelinde Madonna’nın kaldığını bile laf arasında umursamazlıkla dile getiren Fırat ile hem Sub’ın hikayesini, hem lobide açılan modern meyhane Güzel’i hem de son derece özel etkinliklere ev sahipliği yapan o muteşem terası konuşmanın vakti gelmişti.

Fırat Özgöçer kimdir tanıyabilir miyiz biraz?

Doğma büyüme Ankaralı bir Genetik Mühendisiyim. 2007 yılına kadar hayatımı Ankara’da okuyarak ve çalışarak geçirdim. Ardından iş için İstanbul’a geldim ve 2010 yılına kadar ilaç sektöründe çalıştım. Sonrasında, tamamen radikal bir kararla işimden istifa ettim ve Karaköy’de otel açmaya karar verdim. Böylece Karaköy’de ilk otel açan kişi oldum. Ardından Karaköy’ün ikinci oteli olan Portus House Karaköy’ü açtım ve şuanda da birçok farklı işle daha uğraşmaktayım.

Karaköy henüz şehrin en popüler semtlerinden biri değilken böyle ciddi bir yatırım yapma riskini almaya nasıl karar verdin?

Bunu daha önce kimsenin yapmamış olması çok ilgimi çekti ve karar vermemdeki en önemli etken de bu oldu. Karaköy sadece o zaman değil bu gün de bir turist gözü ile baktığınızda İstanbul’u keşfetmek isterseniz en doğru lokasyon. Yürüyerek Sultanahmet’e gidebilirsiniz, tramvay hemen dibinizde, vapur iskelesi 2 adım uzağınızda. Yürüyerek Taksim’e, Pera’ya ulaşabilirsiniz. Şuanda İstanbul’da Karaköy’den daha merkezi bir lokasyon yok ve olacağına da inanmıyorum. Borsa kapanım IMKB buradan çıkıp İstinye’ye gittikten sonra unutulmuş bir bölge olan Karaköy, karbüratör ve pompacılara kalmış bir durumdayken, buraya yatırım yapmak bana çok mantıklı ve seksi geldi.

sub lobi

Sub Karaköy, önünden geçerken gösterişsiz dış cephesi ile adeta ben burada yokum diyor. Bu snob karakteri nasıl kurguladın yoksa karakter kendi kendini mi buldu?

Bu soruya Fırat seni bu hayatta en çok ne mutlu eder sorusunu sormuşsun gibi cevap vermek istiyorum. Ben 2007 yılında MBA yaparken bir şeyin cevabını öğrendim. Keşfetmek. Kendini keşfetmek. Bir servisi, bir materyali, bir ürünü ne olduğu hiç fark etmez bunu alıp, kendi karakterini işin içine katıp değiştirerek insanları şaşırtabiliyorsam ve mutlu edebiliyorsam ben bundan acayip keyif alıyorum. Ne iş yaparsam yapayım bunun üzerine kurguluyorum. Bu yüzden Sub Karaköy’ün binası siyah, dışarıdan yokmuş gibi. O yüzden çok güzel bir terasımız var ama bunu duyurmuyoruz. Hiçbir beklenti yaratmadan ve hiçbir vaat vermeden insanları şaşırtmak çok hoşuma giden bir şey.

Peki Sub Karaköy’de konaklamayı veya vakit geçirmeyi tercih eden profili biraz anlatır mısın?

Birinci sırada Amerikalılar, ikinci sırada yıllardır hiç değişmeyen İsviçreliler var. Refah seviyesi yüksek ülkelerden saatlerce uçup Atatürk Havalimanı’na geliyor, sonra muhtemelen yolu uzatan ve deli gibi hızlı kullanan bir taksici tarafından Karaköy’e getiriliyor. Geldiği cadde pompacıların olduğu çirkin bir cadde ve simsiyah bir binanın önünde iniyor. Bundan sonra ne oluyor? İşte her şey kapıdan içeri girdiği anda değişiyor. Kapıdan giren herkeste aynı yüz ifadesi oluşuyor ve evet burası farklıymış dedirtebiliyoruz.

Sub Karaköy’de Madonna gibi dünyaca ünlü isimlerin kaldığını biliyorum. Nasıl duymadık basında? Onu geçtim Sub’ı tercih etme nedenleri neydi sence?

Her işletmenin bir kültürü vardır. Sub Karaköy’ün de bir kültürü ve yazılmamış kuralları var. Rezervasyon geldiği andan misafirlerin check out yaptığı ana kadar benim tarafımdan yazılmış ve hiçbir zamanda değişmeyecek olan bazı kurallar silsilesi. Bu yüzden de burada kalan hiçbir müşteri deşifre edilmez. Madonna Sub Karaköy’e gelmeden önce kızı Lourdes ile beraber bize bir gizlilik sözleşmesi imzalattılar. Bunun gibi başka dünyaca ünlü isimler de var. Madonna ve kızı, gözlüklerini takarak 5 euro’luk İstanbul turu otobüslerine binip gezebilecek kadar kamufle birkaç gün geçirdiler. Burayı nasıl bulduklarını soracak olursan kızının erkek arkadaşı daha önce ailesi ile tesadüfen Sub Karaköy’de kalmış ve burayı çok beğendiği için Lourdes’i annesini buraya getirmesi için ikna etmiş. Böylece Madonna burada konaklamaya karar vermiş.

Peki Sub Karaköy’ü bu kadar sürprizli ve olağandışı yapan detaylardan biraz bahseder misin?

Sub Karaköy’ün kapısından girdiğiniz andan itibaren her yerde bir sürpriz var. Odasından tut, terasına ve alt katında yeni açılmış olan Güzel isimli restoranına kadar her yerde farklı bir sürpriz seni karşılıyor. Örneğin; odalarda yatakların yanında bir kare kod var. Bu kare kodun üzerinde 1 adet Sub Karaköy’ün logosu olan karga ikonu var. Bu üzerinde hiçbir şey yazmayan ve sadece karga olan kare kodu merak edip okutursan, telefonunda şöyle bir şey çıkıyor: ”Tebrikler! Yukarı çık ve arkadaşlarınla beraber terasta sabaha kadar ne içersen iç bedava!” Bunu okutanları çılgın bir eğlence bekliyor.

harbour bed

Lobiye girer girer girmez fabrikasyon olmadığı belli olan birçok vintage-retro tarzında mobilya ve obje bizi karşılıyor. Odalara girince ise farklı tasarım kokusu direkt olarak insanın burnuna doluyor. Kısacası burası nasıl bu estetik güzelliğe kavuştu?

Karaköy’deyiz ve burası sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin en eski liman bölgesi. Limanda ne var? Gemi. Gemi neyden yapılır? Demirden. Ben de gemiden esinlenerek bir yatak çizdim. Bunun adını Harbour Bed koydum ve patentini aldım. Harbour Bed, odalardaki ve binadaki bütün konseptin ana unsuru oldu. Yatakları demirden yaptım ve şimdiye kadar 6 kere Amerika’ya sattım. Demiri aldım, büktüm ortaya bir yatak çıktı. Banyoları da demirden yaptım ve estetik oalrak çok güzel olsa da bakımı oldukça zorluyor. Bir gün otel açacak olursanız aklınızda bulunsun…

Bir de lobi demişken ara ara duvarda değişen işler dikkatimi çekiyor. Neden bu değişiklik?

Lobideki işler sürekli değişiyor. Üç ayda bir farklı ve benim sevdiğim sanatçıların işleri buraya geliyor. İsteyenler duvarda görüp satın alabiliyor. Buraya birinin işlerini koymak için sadece bir kuralım var ben para ve komisyon almam. Sadece lokal sanatçıları desteklemek amacıyla bunu yapıyorum İsteyen istediği işini gelip buraya koyabilir ve satabilir. Şu an oteldeki 5 oda benim sevdiğim 5 sanatçıya ait. Burada kendi işlerini sergiliyorlar ve kendi galerileri gibi kullanabiliyorlar. Bu sanatçılardan bazıları Can Dağarslanı, Beril Ateş ve Onur Gülfidan. Aynı zamanda SALT ve İstanbul Modern’in de resmi konaklama sponsoruyuz. New York’taki ünlü sanat galerisi MOMA’nın direktörü, Glenn Lowry, The New York Times Editörü Jeremy Corbyn ve SALT’ın yapmış olduğu sergilerin yabancı küratörleri de devamlı bizde kalıyor. Kısacası sanat ile sürekli iç içeyiz.

Odaları neye köre kategorize edip sınıflandırdın?

Toplam 20 adet odamız var. Burada her kat farklı renkten oluşuyor ve bu renklere göre de odalarda farklı tasarımcıların işleri bulunuyor. 20 adet odamız var. Hans Wegner en sevdiğim tasarımcılardan biridir ve mesela bir katta sadece onun tasarımları vardır. Başka bir katta Tom Dickson’un tasarımları ve bir diğer katta Jeff Koons temalı sanatsal objeler mevcut. Odalarda sadece yatak ve banyolar sabit.

guzel meyhane

Gelelim Kurucu Ortağı olduğun Güzel’e. Güzel’de neler oluyor?

Güzel’den bahsetmeden evvel Gastronomika’dan bahsetmeliyim. Gastronomika, 4 yıl boyunca SALT Beyoğlu’nun içinde araştırma mutfağı yürütmüş, Anadolu mutfağının unutulmuş yemeklerini tekrar gün yüzüne çıkarmış, bunları da müzik ve çatlak event’lerle kurgulayarak insanlara sunarak şaşırttığımız bir yiyecek içecek organizasyonu. Yeni Rakı’nın yeni şişesinin lansmanını yaptıktan sonra rakı ile biraz daha yakın bir ilişki kurduk ve rakı le ilgili yaratıcı bir konsept geliştirmeye karar verdik. Böylece Zorlu’daki İtalyan restoranı Eataly’nin içinde bir pop-up meyhane olan Güzel açılmış oldu. Rakı kokteylleri oluşturduk ve iddia ediyorum şimdiye kadar yediğim en iyi ahtapotu yapıyoruz. Değişik kokteylleri değişik yemeklerle birleştirdik ve bunları da uygun fiyatlarla insanlara sunmak istedik. Bunu da başardık. Ardından neden pop-up yerine daimi bir mekan olmasın dedik ve Güzel’i Eataly’den çıkartıp, Sub Karaköy’ün lobisine taşıdık. Böylece terasımızda gerçekleşen etkinliklerde yemekler Güzel’den gelir oldu.

sub karakoy teras

En azılı müdavimi olduğum teras ve terasta yaptığın gizli etkinliklerden bahsedelim mi biraz?

Binanın dışarıdan görünmezliği teras için de geçerli. Terasın iki tane esprisi var; birincisi terasa bir kapıdan giriliyor ve bu kapı sadece otel misafirleri ve özel davetliler tarafından kullanılabiliyor. Burada çeşitli özel, kapalı grupların tercih ettiği etkinlikler düzenleniyor. Lobiden içeri girdiğinizde resepsiyonda adınız soruluyor ve eğer listede adınız yazıyorsa size verilmiş kapıyı açan bir kart eşliğinde yukarı çıkıyorsunuz. Özel organizasyon ve gizli event’ler için bu kadar tercih edilme sebebi de bu kartın içerideki ortamı güvence altına alıyor olması. İkinci esprisi ise çok az insanın bildiği kütüphane görünümlü barımız. Dışarıdan bakıldığında kütüphane olarak gözüken bar, partinin ilerleyen saatlerinde raflarında içkilerin olduğu gizli bir bara ya da DJ kabinine dönüşüyor.

 Sub Karaköy 

Sub Karaköy Instagram

Sub Karaköy Facebook

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

No Comments

Leave a reply