Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
2 Jun

Sendromsuzlar: Onur Erol

Onuroll Style

Onur’u tanıyan tanır. İlk kez yaklaşık 10 yıl önce Kuruçeşme Aşşk Kahve vasıtasıyla tanımıştık kendisini. Daha sonra her zaman dikkat çeken tarzı ile Onuroll Style isimli blogu’yla moda yolunda da sıkça karşımıza çıkmaya başladı. Blog, şiir, yeme-içme derken Onur’u dışarıdan bilenler biraz daha yakından tanısınlar istedik…

Adeta moda için yaşıyor gibisin. Hayatında modanın yeri nedir?

Evet moda için yaşıyor gibiyim. Bu belki de sürekli Nişantaşı’nda ikamet etmem ve bir kafede çalışıyor olmamla alakalı olabilir. Modaya demeyeyim de çoçukluğumdan beri giyime düşkünlüğüm vardı. O dönemlerde fazla gelişmemiş olmasına rağmen doğup büyüdüğüm yerde bile farklı giyinme çabası içindeydim. Hatta hiç unutmuyorum jean’lerimi çamaşır suyuna batırıp, değiştirip üzerine resimler çizer giyerdim. Belki de bu düşkünlüğüm modaya olan ilgimi tetiklemiş olabilir.

Dolabında hangi renkler ağırlıkta?

Dolabımda genelde siyahlar ağırlıkta ve gündelik yaşamda genel olarak rahatlığa önem veriyorum. Lastik ayakkabı, t-shirt ve jean ile inanılmaz rahat hissediyorum kendimi. Bunun dışında her ortamda giyilebilecek kombinlerim muhakkak dolabımda mevcuttur. Renk skalası yapacak olursak, rengarenk bir dolaba sahibim.

Blog nasıl gidiyor? Nasıl bu kadar çok yol kat etmeyi başardın?

Blog, tahmin etmediğimden fazla yoğun gidiyor. Yoğun gitmesinin nedeni önceliği kendi işime vermemle alakalı… İşimin dışında kalan zamanım sadece haftada bir gün olduğu için çekimleri, kombin oluşturmaları vs. ister istemez stoklayarak yapmak durumunda kalıyorum. Ama soracak olursanız bu tatlı ve yoğun koşuşturma içinde inanılmaz mutluyum. Yol kat etmeye gelince, erkek modasının üzerine yapışmış tabulardan uzak duruşum belki de daha ileri gitmemi sağladı. Takdir edersiniz ki daha yeni yeni vitrinlerde erkek modasını ileriye taşıyacak koleksiyonlar görmeye başladık.

Bu aralar meşgul olduğun projeler neler?

Şu aralar Onurollstyle’ ı markalaştırma yolunda çabalarım var. “İleriye dönük kendi tasarımını yapsa ne olmalı?” üzerinde düşünüyorum. Yani bir şey üretirken ilk olarak ruhu yansıtması gerekiyor. Sadece paraya ve kazanca yönelmişlik yerine beni anlatacak ve bu şekilde kabullenip alınacak bir şeyler olmasını isterim.

Biraz da tanımadığımız Onur’dan bahsedelim… Blog dışında neler yapıyorsun?

Blog dışında bol bol kitap okur, kahve içerim :) Bildiğiniz gibi Aşşk ile aramda önemli bir bağlantı var. İşten çok evim gibi oldu. Yıllarca yeme- içme sektörü içinde olmam ve hayatımın en çok zamanını geçirdiğim yer olarak iki lokasyon arasındayım ve daha çok zamanım buralarda geçiyor. Tüm bunların dışında kendimle kaldığımda muhakkak bir şeyler yazıyorum. Daha önce bir şiir kitabı yazdım. Şimdi iki tane roman var onlarla alakalı uğraşıyorum.

Yemeğe olan ilgin nereden geliyor? Nasıl başladı?

Yemeğe olan merakım ilk olarak iş yaşantımın bir restoranda başlaması ile oldu. Bir italyan mutfağında makarna ustalığına ulaşıncaya kadar çalışmış olmam ve diğer bölümleri de keşfetmemle yeme içme hayatımda önemli bir yer edindi ki hala yeme içme sektöründeyim.

Şiir kitabın yayınlandı. Yazının hayatındaki yeri nedir?

Yazambilmeyi, yara aldığım aşk tecrübelerinden edindim desem yeridir.. İlk heyecan, ayrılık ve intikam sonucunda alınan küçük notlar yerini daha derin yazılara ve şiirlere sürükledi. Bu durumda zamanla o şiirlerin altında ezilmeye başlayınca kitap oldu. Okumayı çok seviyorum. Bunun dışında yazma kabiliyeti de bir nedenle çıktı ortaya ve bu neden de kitaplaşmaya götürdü işi.  İşte bu kadar önemli yeri vardır yazının bende.

Moda konusunda erkeklerin biraz cesarete ihtiyacı var. Bu konuda neler söylemek istersin?

Tabular, tabular, tabular… İlk olarak bunları yıkmalıyız hayatımızda! Görmüşüzdür, duymuşuzdur hep “Erkek adam böyle yapmaz, erkek adam bunu giymez, erkek adam şunu takmaz” diye.. İşte Türkiye’de yaşanılan asıl sorun bu bence. Her ne cinsiyet olursa olsun öncesinde bir tabu ile karşılaşıyoruz. Cesaret işi moda evet. Moda denince biraz cesaretli olmak gerekiyor. Özellikle şunu belirtmek isterim ki bu sorunlarla pek karşılaşıyorum. Giymiş olduğum kıyafetlerden tutun da vermiş olduğum pozlara kadar. Ama orada benim göstermek istediğimle, algılanan hep farklı olacaktır. Cesaretli miyim? Evet birçok erkeğe göre cesaretliyim ve bu cesaretimden dolayı çok da mutluyum. Çünkü moda bana göre cesaret işi.

Bizi tanıştırmak istediğin biri/birileri var mı?

Bilmiyorum birçok kişi tanıyor olabilir! Fakat tanışmayan kaldıysa benim gerçekten takdir ederek takip ettiğim ve ilham aldığım bir blogger var o da Pelayo Diaz. Stilinden ve cesaretinden dolayı ben de onu alkışlamak isterim.

Bu güzel sohbet için teşekkür ederiz.

Asıl ben teşekkür ederim.

Website

Twitter

Instagram

Facebook

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

1 Comment
  • Sevil Akın

    Ne kadar çok imla hatası var :(

    03 June 2014 at 09:57 Reply

Leave a reply