Üretken yeni neslin başarılı temsilcilerinden biri olan Joana Kohen ile kendi sanat platformu Un-Known ve güncel projeleri hakkında mini bir röportaj yaptık.

Bu kadar zevkli işlerin ve görsel lezzetin arkasındaki eğitim backround’un nedir?

Antwerp Kraliyet Akademisi’nde güncel sanat okudum ve teşekkür ederim…

Un-Known oluşumundan bahseder misin? Nasıl çıktı ortaya ve nasıl gidiyor?

Un-Known bir sanat insiyatifidir,2012 Ağustos ayında faaliyete geçti. İlk önceler mekan olarak Levent Sanayi Mahallesi’nde bulunan mekan, bu sene Nişantaşı’na taşındı. Oluşum bır bilgi alışverışı ve sanat üretimi platformudur, genelde çeşitli sanatçılar dahilinde sınırlı kalıp senede 2-3 yeni sanatçıya yer verir. Un-known/zine basar, Prospektüs adlı bir sanatçı kitabı çıkarır, sanatçılarına işlerini hem sergileme hem de üretme imkanı sağlar ve çeşitli sanat fuarlarında yer alır. Her türlü fikre açıktır, kendini kısıtlamaz.

Bu projeyi üniversite yıllarımdan beri hayal ediyordum. Hayalimi gerçekleştirmek için elimden geleni yaptım diyelim ve yapmaya da devam ediyorum…

Şimdiye kadar birçok karma sergide yer aldın ve kişisel sergilerin oldu. Genelde bir sergi fikri nasıl ortaya çıkıyor?

Bilmem… Fikirler hep dondurucuda. Sadece çıkarıp çözülmesini beklemek gerekiyor.

This is not my Imagination, There is a Gun on my Back isimli son sergının biraz anlatır mısın?

Black Flag adlı hardcore Punk gruplarından “revenge” adlı şarkının giriş introsu olan bu söz sergiyi hazırladığım dönemde benim için birçok şeyi anlatan bir başlıktı. Grubun eski bir video kayıdında grubun solistinin bu söz ile izleyiciye giriş yapması ile kitle ayaklanıyor ve sonrasında da bir oluyorlardı… Kendi ayaklanmamı bir olmaya ihtiyacı olan bir seyirciye sunmaya çalıştım, dolayısıyla sergimin adına etkilendiğim bu cümleyi kullanmak istedim. Sadece sanatçı tarafından değil birçok kişinin kendi imajinasyonlarında yaşayamaması ile alakalı bir durumu beyan etmek istedim. Bir yandan amaç tamamen kendime göre yorumladığım dünyayı aynalaştırma görevini referanslıyor. Tabii ki günün sonunda otobiyografik işler sundum ancak işlerin subjesi içsel olarak faunamın sentezlenip bana cevap vermiş haliydi.

Bu aralar güncel plan ve projelerin neler?

An itibariyle Contemporary İstanbul sanat fuarındaki Un-Known için ayrılmış alan üzerinde çalışmaktayım… Hem Un-Known /Zine’ın 3. yayını için uğraşıyorum hem de sergileyeceğim enstelasyon için… Sonrasında birkaç ay bir laboratuar evresine gireceğim. 3. kişisel sergim için biraz inziva ;)

Gerçekleştirmek istediğin en çılgın proje nedir?

Tabii ki bunu söylemeyeceğim, zamanı gelince hep beraber görürüz…

Bize ilham almak için tavsiye edebileceğin bir müzik grubu veya sanatçı var mı?

Malesef ki bu aralar karanlık hayatımı biraz aydınlatmaya çalıştığımdan kaynaklı swiss jazz radio tek umut ışığım ;) Arada da Best of Rolling Stones dinleyerek üstümü başımı silkeliyorum. Sanatçı değil de, şu sıralar Antik Yunan ve Çin’in Ming dönemi seramik ve demir işçiliğine takmış durumdayım. An itibariyle ilhamlarım bu yönden…

Bizi tanıştırmak istediğin, tanısanız seversiniz dediğin biri ya da birileri var mı?

Tabi, eşsiz fikirleri ve ilham arkadaşım ayakkabı tasarımcısı Dora Teymur, Shamash Society’nin kurucusu Dilara Fındıkoğlu, her zaman çalısmayı en sevdiğim ve gözüne en güvendiğim fotoğrafçı arkadaşım Begüm Yetiş, beni her daim teknoloji fakirliğimden kurtaran ve zaman zaman beraber çalıştığımız çok sevgili grafik tasarımcısı arkadaşım Ömer Ağustoslu, bana kahve içmeyi öğreten ve sevdiren arkadaşım Kaan Bergsen, benı her daim enfes yemekleri ve sunumları ile besleyen aşçı arkadaşım Deniz Aşık ve Can Soylu, Pop Cocktail Bar’ın kurucu ortaklarından…

Teşekkürler.

Facebook

Instagram

Website