Featured Posts

Onu Öldür, Beni Güldür / Ali Elmacı
“Onu Öldür, Beni Güldür” sergisindeki fantastik sahnelerde, bal yapan eşek arılarına, abaküse takılmış kurukafalara, bağırsak şeklindeki sarıklara ve gözünü izleyiciye dikmiş huzursuz çocuklara rastlıyoruz. Çekici olanla iticiyi, samimi olanla tehditkarı, doğalla yapayı, kutsalla kitsch'i bir arada seyrederken hangisine inanacağımızı şaşırıyoruz.
View Post
To top
17 Mar

Çekmeköy Underground / Aysim Türkmen Röportajı

Çekmeköy Underground ilk kurmaca uzun metraj filminiz. Neden bu filmle başlamaya karar verdiniz ve sizi bu filmi çekmeye iten ne oldu?

Ben yaratıcı belgesel (creative documentary) denilen tarzda belgeseller çektim. Bir insanı ya da bir mekanı karakter olarak takip edip onların hikayeleriyle kentin dönüşümünü anlatıyordum. Artık uzun metraj kurmaca film için de kendimi hazır hissediyordum. Kafamda çok net kurmaca-belgesel ayrımı yoktu. Bir süredir İstanbul’daki çeper kentle ilgileniyordum, yani ikinci köprünün açılmasıyla TEM otoyolu etrafında şekillenmiş yeni şehir: Levent, Kavacık, Göktürk ve Çekmeköy hattı. Bu semtlerdeki mekânsal ayrışma ilgimi çekmeye başlamıştı. Bir gün Çekmeköy’de dolaşırken bir duvar yazısı gördüm, “Çekin lan duvarı teli, insan gibi yaşayın” yazıyordu. Yazıyı yazan “Küllü Harap”ın hapiste olduğunu öğrendik. Arkadaşları ve kardeşi haksız yere beş senedir hapis yattığını anlattı. Suçlanma sebebi bir cep telefonu gaspıydı. Konuştukça olay epey enteresan hale gelmeye başladı. İlk etapta belgesel olarak tasarlamaya başladım. Herkes olayı anlatacaktı en son o çocuktan dinleyecektik hikâyeyi. Bir yandan hüzünlü bir aşk hikâyesi de vardı bu öykünün içinde. Ama buluşmalara gelmemeye başladılar. Bir gün 12 saat Çekmeköy’de bekledikten sonra kimse gelmeyince kurmaca film olarak yapmaya karar verdik.

Çekmeköy Underground’da bir seyirci gözüyle sizi en çok etkileyen sahne hangisi oldu?

Almanya’dan gelen gençlerle mahalleli gençlerin buluştukları sahne. Biz o sahneye ayna sahnesi diyoruz, filmde bir sürü sahne aynadan çekiliyor ama bu kadar çok karakterin bir arada oldukları bir sahneyi böyle çekebilmek Vedat Özdemir gibi hem deneyimli hem de her an deneyen, arayan bir gözle bakabilen bir görüntü yönetmeninin yapabileceği bir iş. O sahnedeki müzik de ayrı bir ustalık… Katman katman ördüler parçayı sevgili Acarkan Özkan ve Erhan Seyran.

İstanbul’un Çekmeköy gibi arada kalan semtleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir yandan lüks, havuzlu ve güvenlikli sitelerde yaşayanlar bir yandan gecekondularda zor hayat sürenler?

Aslında lüks sitelerde yaşayanlar için hayat daha zor geliyor. Biz bir mekan gezisinde sitenin otoparkında kaybolduk ve neredeyse panik atak geçiriyorduk. Dışarıdaki mahallede ise çocuklar sokaklarda köpekleriyle koşturuyordu. Tabii o mahalle gitgide yokoluyor. Sokaklar güvenlik kameralarıyla izleniyor, mahalleli gençler ihbar ediliyor. Sitede oturan gençler de içeride hapsediliyor. Çok sıkıcı bir hayat. Sitede oturan çok zengin 15 yaşında bir genç evlerinde temizlik işinde çalışan ablasının evinde yaşamayı tercih ettiğini söyledi.

Cekmekoy Underground 2

Daha önce hep belgesel üzerine çalışan bir yönetmendiniz. Belgesel ve kurmaca arasındaki fark nedir? Hangisi daha zor?

İkisinin farklı zorlukları olduğunu gördüm. Kurmacanın en büyük zorluğu para bulmak. Bir de çok büyük bir ekiple çalışmak. 50 ila 100 kişiyi yönetmek zorundasınız. Belgeselin zorluğu ise karakterlerinizin hayatlarının içine girerek zaman zaman sıkılmalarına sebep olmak. Ve tabii takip ettiğiniz hikayenin bir yere bağlanmama riski.

Aynı zamanda bir antropolog olarak kentsel dönüşüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

İstanbul sürekli ve çok hızlı dönüşüyor. Kentsel dönüşüm diye adı konularak düzenlemeler yapmaya girişildiğinde kentin nasıl dönüştüğünü anlayarak, kentlilerin ne gibi süreçler geçirmiş olduklarını araştırarak yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Kente bakmak, kentlileri dinlemek ve ona göre yaklaşımlar geliştirmek gerekiyor, çözümleri kentliler biliyor, buluyor. Üstten bakarak, helikopterden planlar yapılarak şehri şekillendirmek akıl almaz geliyor bana.

Filmin müziklerine nasıl karar verdiniz? Nasıl bir geri dönüş aldınız arabesk ve hip hop karışımı bu türden?

Filmin ruhunu arabesk rap parça oluşturacaktı ve de öyle oldu. Nupark grubundan Uran Apak ile beş sene önce başladık çalışmaya. Hiphop konserlerine gitmeye başladık. Sözler yazıp kendi aramızda denemeler yapıyorduk. Ancak tabii ki rap ciddi bir uzmanlık alanı! Biz sadece kendi aramızda ne istediğimizi bulmaya çalışıyorduk. Sonra Redhack’in Reddet isimli parçasını ve video klibini yapmış olan Doğu Akdeniz grubu bize DEEP22 diye bir parça yaptı. Biz bu parçaya bayıldık ancak kullandıkları sample’ların izinlerini alamadığımız için kullanamadık. Bu parçanın sadece bir kısmını filmde duyuyoruz. Devamını da izleyicilere dinletmenin yollarını arıyorum şimdi. Sonra “Harabın Öyküsü”nün sözlerini Doğu Akdeniz’den Acarkan Özkan ve senaristimiz Can Merdan Doğan’la yazdık. Acarkan Özkan rapi söyledi, Ufuk Atar ile nakaratı yazdı ve Erhan Seyran da düzenlemesini yaptı. Bu parça filmi yaparken benim için büyük motivasyon oldu. En kötü günlerimizde bu parçayı dinleyip devam dedik. Her dinlediğimizde, ekipteki neredeyse herkesin, yaptığımiz işi ne kadar gönülle ne kadar gayretle yaptığını hatırlıyoruz.

Arabesk rap ile ilgili çok farklı tepkiler aldık. Arabeske tepkili bir kesim olduğunu biliyordum da bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim. Hiphopçular arasında ve de sol kesimin içinde tartışma yarattığını söyleyebilirim. Enteresan bir damara bastık gibi geliyor.

Çekmeköy Underground’un bir devam filmi olacak mı veya yakınlarda başka ne gibi proeleriniz var?

Kadıköy’de doğdum büyüdüm ve şimdi uzun yıllardan sonra tekrar Kadıköy’de yaşıyorum. Yeni yapılan sahil yolunda çok hoş bir kamusal alan oluşuyor. Sahilin Moda tarafına orta sınıftan gençler iskelelere yakın tarafına ise alt sınıftan gençler geliyor. İki tarafa da bakmaya başladım, özellikle iskele tarafı ilgimi çekiyor. Bakalım neler çıkacak. Bir de yıllardır kafamda taşıdığım Abdülhamit’in sürgün edilme dönemi var. Selanik’te Alatini Villası’nda geçirdiği yıllar üzerine araştırmaya başlayacağım.

Çekmeköy Underground

Çekmeköy Underground Facebook

AYŞİN İLDEŞ

İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olduktan sonra University of The Arts London ve Chelsea College’da iletişim ve medya üzerine eğitim aldı. Çeşitli yayınlarda yıllardır kültür-sanat, sinema, müzik, seyahat, dekorasyon ve gastronomi alanlarında editörlük yapmanın yanı sıra, markalara ve kişilere dijital iletişim danışmanlığı, yaratıcı içerik ve kurumsal blog yönetimi, kurumsal dergi yaptığı işlerden bazıları. Yazı İşleri Müdürü ve Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak çalıştığı Büyük Kulüp'ten ayrıldıktan sonra Kurucusu olduğu Beyoğlu Creative'i hayata geçirdi. Yeni projeler tasarlamaya ve çeşitli platformlarda yazmaya devam ediyor.

No Comments

Leave a reply